Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ‘de ticaret düzenlemeleri liberal niteliktedir. Yedi Emirliğin bir araya gelmesinden oluşan federal bir yönetim sistemine sahip olan ülkede hukuki karar ve uygulamalar hem federal düzeyde hem de Emirlik ölçeğinde gerçekleşmektedir. Buna bağlı olarak dış ticaret faaliyetlerine ilişkin kurallarda temel olarak Federal kurallar geçerli olurken, detay hususlarda Emirlik bazında birinden diğerine değişen kural ve uygulamalarla karşılaşmak olağandır.
Serbest piyasa ekonomisinin hakim olduğu BAE’nin ekonomik zenginliği büyük ölçüde petrol ve doğal gaz üretimine ve ihracatına dayanır. Uluslararası rekabetin yoğun yaşandığı bir serbest pazara sahiptir. Yabancı sermayeye açıktır. İç piyasa rekabetçi, fiyata duyarlı ve dışa açık bir pazardır. Bölgedeki diğer ülkelerin de önemli ölçüde mal ve hizmet tedarik ettiği veya temin ettiği bir ticaret merkezi konumundadır. Pazarın bu özelliğinden dolayı, ülkede her ülkeye ait ürün bulmak mümkündür. Ülkede tarım ve sanayi üretimi yetersiz olduğundan, ihtiyaçların büyük bir bölümü ithalat yoluyla karşılanmaktadır.
Ülkede özellikle Dubai Emirliği, bölgesinde, ticaret, finans ve turizm merkezi unvanına sahiptir. Hidrokarbon gelirleri, ekonomisinin dayanıklılığını artıran en önemli kaynağıdır. Coğrafya ve nüfusu küçük olduğundan dış ticaretinde re-export önemli bir rol oynamaktadır.
BAE, Körfez İşbirliği Ülkeleri (KİK) içerisinde yer alan 6 ülkeden biridir. Söz konusu ülkelerin kendi aralarında gümrük birliği, 3. ülkelere karşı ise ortak gümrük tarifeleri vardır. BAE’de, 2003 yılından bu yana, KİK’in Ortak Gümrük Rejimi uygulanmaktadır. Bu çerçevede, Birleşik Arap Emirlikleri, bazı seçilmiş ürünler dışında, (bazı gıda ürünleri gümrük vergisinden muaftır) tüm maddelerin ithalatında, KİK’in ortak gümrük rejimi uyarınca genel gümrük vergisi oranı %5 uygulanmaktadır. Gümrük vergisi, ürünün CIF bedeli üzerinden tahsil edilmektedir. Gümrük vergi oranı sadece alkol (%50) ve tütün (%100) için farklılık göstermektedir.
Tüm ürünlerde uygulanan gümrük vergileri DTÖ kapsamında bağlanmıştır. Ad valorem vergi uygulanan ürünler, tarife cetvelindeki tüm ürünlerin %97’sine karşılık gelmektedir. BAE açısından ortalama bağlı tarife oranı %14,4’tür. Öte yandan, BAE’de 1 Ocak 2018 tarihinde KDV uygulaması yürürlüğe girmiştir. %5 oranında kararlaştırılan KDV, iç piyasada üretilen ürünlerin yanında, ithal ürünlere de uygulanmaktadır. Eğitim, sağlık alanlarındaki bir takım hizmetler, ham altın ve kuyumculuk ürünlerinin toptan satışı vb. alanlar KDV uygulamasından muaf tutulmuştur.
Halihazırda, BAE’de gelir vergisi ve kurumlar vergisi bulunmamakla birlikte, yapılan yeni düzenlemeye göre, 1 Haziran 2023 tarihinden itibaren başlayacak ve takip eden yeni mali yıl için geçerli olmak üzere, vergiye tabi geliri 375.000 AED’yi (yaklaşık 100.000 dolar) aşan ticari işletmeler için %9 oranında kurumlar vergisi uygulanmaya başlanacaktır.
Gerçek kişiler tarafından istihdamdan, gayrimenkulden ve diğer yatırımlardan elde edilen kişisel gelir veya BAE’de lisanslı veya başka bir şekilde izin verilen bir ticari faaliyetten kaynaklanmayan kazançlardan elde edilen diğer gelirler için kurumlar vergisi uygulanmayacaktır.
1 Ocak 2018 tarihinde yürürlüğe giren %5 oranında KDV uygulaması bulunmaktadır. Ayrıca, tütün, tütün ürünleri veya nikotin içeren elektronik sigaralarda %100, şekerli ve gazlı içecekler %50 ve enerji içecekleri %100 oranında tüketim vergisine (excise tax) tabidir.
Temmuz 2020’de yapılan yeni hükümet yapılanması kapsamında, BAE’de standartların belirlenmesi ve uygulanması ile ilgili yetkili federal kurum olarak İleri Teknolojiler ve Sanayi Bakanlığı belirlenmiştir. Her türlü ürün için ulusal standartların belirlenmesi, ulusal standartların uluslararası standartlarla uyumlaştırılması, test ve kalibrasyon laboratuvarlarının yetkilendirilmesinden sorumludur.
BAE üyesi olduğu KİK Standardizasyon Kuruluşunun (GSO) genel kurallarına uygun olarak faaliyetini gerçekleştirmektedir. BAE aynı zamanda ISO (International Organization for Standardization), ILAC (International Laboratory Accreditation Cooperation), OIML (International Organization of Legal Metrology), SMIIC (Standards and Metrology Institute for Islamic Countries) üyesidir.
BAE’deki teknik düzenlemeler ve standartlar uluslararası düzenlemelerle uyumlaştırılmış olsa da, yerel kural ve uygulamalar kimi ürünlerin ticaretinde uluslararası düzenlemelerin dışında niteliklere sahiptir. BAE’ye ürün sevkiyatında ithalatçının geçerli bir ticaret lisansı sahibi olması, çoğunlukla dini kurallar, yerel ahlak kuralları ve diğer duyarlılıklara dayalı olarak bazı ürünlerin ülkeye girişine yasak konulmuş olması veya özel izinle ithal edilebilmesi gibi uygulamalar, buna örnek olarak verilebilir.
BAE’nin ithalat mevzuatı oldukça liberal olmakla birlikte, gıda başta olmak üzere bazı ürünlerde belge ve etiketleme zorunluluğu bulunmaktadır. Bu kapsamda, tüm gıda ürünleri sevkiyatları etiketleme ve raf ömrüne ilişkin mevzuata uygunluk açısından denetlemeye tabidir. Gıda ürünleri ithalatında ürünün ambalajı/paketi üzerinde; tek etiket olması, açıklama ve uyarıların mutlaka Arapça olması ve bu çerçevede “ürün adı, markası, adedi, menşei ülke, imalatçı, içindekiler, üretim tarihi ve son kullanım tarihi” bilgilerinin paket üzerinde (Arapça) belirtilmesine bilhassa dikkat edilmektedir.
Ayrıca, Dubai’ye ithal edilen gıda ürünleri, gıda güvenliği açısından, öncelikle Dubai Belediyesinin kontrol ve onayından geçirilmektedir. Gıda ürünleri laboratuvar testlerine tabi tutulmakta, ayrıca BAE standartlarına uymayan ürünlerin satışı BAE’de tamamen yasaklanmakta ve ithal edilen bu ürünlerin 10 gün içerisinde imhası (ya da Arap olmayan üçüncü bir ülkeye satışı) istenebilmektedir.
Gıda güvenliği bağlamında zorunlu olan “Sağlık Sertifikasının” yanısıra, ayrıca tüm sığır ve kümes hayvanları ürünleri ithalatında İslami kurallara göre kesilmiş olduğuna dair menşe ülkede düzenlenmiş ve onaylanmış kuruluştan alınacak “helal sertifikası” istenilmektedir. Dondurulmuş ve soğuk ürünler için ise taşıma esnasındaki sıcaklık derecelerini gösterir kayıtlar ve belgeler de talep edilebilmektedir. Diğer yandan, bitki ürünleri ithalatında ise “bitki sağlık sertifikası (phytosanitary certificate)” gümrük idaresince aranılmaktadır.
Tarımda zararlılarla mücadele için kullanılan kimyasal ve biyolojik ilaçların BAE’ye ithalatında menşe ülkede verilmiş ruhsatnamenin yanı sıra bir başka OECD ülkesinde verilmiş ruhsatname, menşe ülkede düzenlenmiş formülasyon belgesi (Certificate of Pesticide Composition), ilacın içerdiği aktif maddelere ilişkin analiz belgesi gibi belgeler aranmaktadır. Tarımsal ilaçların ithalatı, sadece geçerli ithal iznine sahip tescilli ithalatçılar tarafından yapılabilmektedir.
Ayrıca, BAE Sağlığı Bakanlığı sicilinde kayıtlı olmayan tıbbi ilaçların ithalatı yapılamamakta ve sorumluluk imalatçı ile acentesine ait olmaktadır. Ürünün Dünya Sağlık Örgütü tarafından öngörülen tüm gereklilikleri karşıladığını gösteren “Eczacılık Ürünü Sertifikası-Certificate of a Pharmaceutical Product-” gümrükte tıbbi ilaçlar ithalatında aranan belgeler arasındadır.
Tarımda zararlılarla mücadele için kullanılan kimyasal ve biyolojik ilaçların BAE’ye ithalatında menşe ülkede verilmiş ruhsatnamenin iki farklı OECD ülkesinde düzenlenmiş olması zorunluluğu ve formülasyon belgesinin menşe ülke hükümetinin böcek ilaçları ruhsatnamesi düzenleyen yetkili kurumuna ait bir laboratuvardan veya bu kurumun yetkilendirdiği ve İyi Laboratuvar Uygulamaları niteliği taşıyan bir laboratuvardan alınması gerekliliği firmaları ihracatlarında sıkıntıya sokmaktadır.
BAE’de anlaşmazlıkların çözümünde başvurulan gerek tahkim gerek mahkeme süreçleri uzun zaman alabilmekte ve maliyetli olabilmektedir. Mahkeme süreçlerinin sonunda mahkeme kararlarının yürürlüğe konulmasında Emirlikler arasında farklılıklar bulunmaktadır.
Piyasaya arz edilen tüm ürünlerin güvenli ve kaliteli olmasını sağlamak, ülkelerin en temel öncelikleri arasındadır. Bu amaçla, ürünlerin uyması gereken teknik kriterler (standartlar ve teknik düzenlemeler) ile ürünlerin bu kriterlere uygun üretildiğini belgeleyen uygunluk değerlendirmesi işlemlerine günümüzde daha fazla başvurulmaktadır. Standartlar, teknik düzenlemeler ve uygunluk değerlendirmesi prosedürleri, sınai, ekonomik ve ticari gelişmeye katkıda bulunan, insan can ve mal güvenliğini korumayı amaçlayan, modern ekonominin ve standardizasyon sisteminin temel taşlarıdır.
Bununla birlikte, standartlar, teknik düzenlemeler ve uygunluk değerlendirmesi işlemleri çoğu zaman insan sağlığı ve güvenliği gibi meşru amaçların ötesinde ticarette teknik engeller olarak adlandırılan ve uluslararası ticaretin serbest akışını olumsuz etkileyen engellere yol açmaktadır. Uluslararası kabul görmüş standartlardan farklı teknik kriterler belirlenmesi ve gerektiğinden katı test ve belgelendirme işlemlerinin zorunlu kılınması bu alandaki en önemli sorunlardır. Şeffaf bir şekilde kabul edilmeyen ve uygulanmayan bu düzenlemeler ihracatçı firmalar açısından ek külfet ve maliyetlere de yol açmakta ve rekabet edebilirliklerini güçleştirmektedir. İhracatta karşılaştığımız ticarette teknik engellerin önlenmesi, sürdürülebilir ihracat artışının sağlanması açısından da önemlidir.
Bu kapsamda, T.C. Ticaret Bakanlığı Ürün Güvenliği ve Denetimi Genel Müdürlüğü internet sayfasında konu ile ilgili ayrıntılı bilgi mevcuttur. (https://teknikengel.gov.tr/).
Ticarette Teknik Engeller İnternet Sitesi, ihracatçılarımızın ticarette teknik engeller alanında yararlanacağı ve etkin olarak kullanacağı temel bir platform olarak yapılandırılmıştır. Bu çerçevede; ihracata konu ülkenin ticarette teknik engeller uygulamaları hakkında bilgi sahibi olunabilmekte, ihtiyaç duyulan ülke mevzuat ve uygulamaları hakkında ilave bilgiler Bakanlığımızdan talep edilebilmekte ve ihracatta karşılaşılan ticarette teknik engeller interaktif olarak Bakanlığımıza bildirilebilmektedir. Ticarette Teknik Engeller İnternet Sitesine üyelik suretiyle ilgilenilen ülke ve ürün gruplarına ilişkin taslak düzenlemeler e-posta ile günlük olarak gönderilmektedir. Ayrıca, firmalarımız ihracatlarını olumsuz etkileyebilecek diğer ülke düzenlemelerini taslak aşamasında öğrenip yorum yapabilmektedir.
Ticarette Teknik Engeller İnternet Sitesine üyelik ücretsizdir.
BAE’de fikri ve sınai mülkiyet hakları ile ilgili olarak korumacı düzenlemeler mevcuttur. Özellikle, Dubai, Ortadoğu şehirleri arasında, lüks giyim ürünleri ve aksesuarlar da dâhil olmak üzere, uluslararası markaların tanıtılması ve pazarlanması anlamında önemli bir merkezdir.
BAE, 28 Aralık 2021 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere, Madrid Protokolü’ne taraf olmuştur. Anılan tarihten önce firmaların ürünlerini sahteciliğe karşı korunması için ticari markalarını ve telif haklarını Ekonomi Bakanlığı’na tescil ettirmeleri gerekmekte idi. 28 Aralık 2021’den itibaren Birleşik Arap Emirlikleri’ndeki yerel marka sahipleri, tek bir uluslararası başvuruda bulunarak ve tek bir ücret ödeyerek Madrid Sistemin diğer 108 üyesinin 124 bölgesindeki ticari markalarının korunduğu söz konusu sistemi kullanabileceklerdir. Söz konusu sistem ile çok uluslu marka tescil süreci, tek bir başvuru ve yönetim süreci ile kolaylaştırılmaktadır.
BAE’ye ihraç edilen bir malın pazardaki başarısı, acente, distribütörün ya da ithalatçının pazarlama-dağıtım ağının yaygınlığı ve etkinliği ile doğru orantılıdır. Piyasada rekabet çok yoğundur. Bu yüzden acente seçimi oldukça önemlidir.
Ülkenin ticaret merkezi durumunda olan Dubai, rekabetin çok yoğun olduğu bir pazardır. AVM’lerde, dünya markası ürünler satılmaktadır. Bu AVM’ler çoğunlukla üst segment tüketiciler ile turistlere hizmet vermektedir. Başta Çin, Rusya ve İran olmak üzere, komşu ülkelerden gelen (alım gücü yüksek) turistler ülkedeki tüketim harcamalarını yükseltmektedir. Orta ve alt kesim ise, küçük ve orta boy alışveriş merkezleri ile küçük işletmelerden alışveriş yapmaktadır. Ayrıca, sene içinde belirli dönemlerde indirimli (perakende) satışa yönelik yapılan festivaller (örneğin Dubai alışveriş festivali) bölge ülkelerinden yoğun ilgili görmektedir.
BAE’de ticari faaliyetler çok iyi organize olmuştur. Hileli ticarete ilişkin cezai yaptırımlar ağırdır. Perakende alışverişlerde, çok düşük marjlarda pazarlık usulü fiyat indirimi olabilmektedir. Küçük çarşılarda (souq) ve sokak dükkanlarında ise daha ziyade nispeten düşük fiyatlı ancak kalitesi de düşük (Uzakdoğu menşeli) ürünlere rastlanmaktadır. Ticari amaçların yanısıra, diğer komşu ülkelerde yaşayanlar sıklıkla hafta sonu tatili ve eğlence amacıyla Dubai’yi ziyaret etmektedir.
BAE piyasası rekabetçi, fiyata duyarlı ve dışa açık bir pazardır. Pazarın bu özelliğinden dolayı ülkede neredeyse her ülkeye ait malları bulmak mümkündür. Piyasada rekabet çok yoğundur ve piyasada tutunabilmek için satılacak ürünün kalite ve fiyat açısından rekabet üstünlüğüne sahip olması önemlidir.
Ayrıca, kalite, raf ömrü (üretim ve son kullanım tarihi), satış sonrası hizmet ve standartlara uygunluk gibi faktörlerin önemi göz ardı edilmemelidir. Fiyat belirlenirken, rakip ürünlerin fiyatları dikkate alınmalıdır.
Piyasada güven kaybetmiş bir marka veya firmanın bu piyasada bir daha tutunabilmesi çok zordur. İthalat yapacak firmanın, ülke içinde yerleşik, “ticaret lisansı” ve ticaret odası üyelik sertifikası sahibi olması ile çalıştığı bir bankası olması gerekmektedir.
Kamu İhale Kanunu ile federal kamu proje ihalelerine teklif verme hakkı, BAE’li tedarikçi ve yüklenicilere veya en az %51 oranında hissesi BAE vatandaşlarına ait olan ve BAE’de yerleşik şirketlere verilmiştir. Yine, ihalelere katılabilmek için yerel bir acente veya distribütör kullanılması gerekmektedir. Ancak, hizmet ya da ürünün BAE’de bulunmaması halinde, kamu ihalelerine yabancı firmalar davet edilebilmekte ve gerekli ihale/proje koşullarını karşılaması durumunda doğrudan yabancı firmaya ihale verilebilmektedir.
Öte yandan, BAE’de kamu kurumları mal ve hizmet alımını ortak bir dijital platform üzerinden yapmaktadır. Açıklanan ihalelere katılmak için Finans Bakanlığı (Ministry of Finance) üzerinden kayıt yaptırmak gerekmektedir.
Ayrıca, tedarikçi olabilmek için birtakım şartların karşılanması istenmektedir.
(https://www.moe.gov.ae/en/abouttheministry/pages/procurement.aspx)
Ülkenin tarım üretimi yetersiz olduğundan, ihtiyaçların büyük bir bölümü ithalat yoluyla karşılanmaktadır. Ülkenin tarım aleyhindeki zor coğrafi ve iklim koşullarından dolayı, gıda sektörünün GSYİH’ye katkısı oldukça düşük bir seviyede olup, üretim ülkenin ihtiyacını karşılamaktan uzaktır. Dolayısıyla, gıda sektöründe kendi kendine yeterliliğin sağlanması zordur. Bu çerçevede, gıda fiyatlarındaki artışı önlemek ve düzenli gıda arzını sağlayabilmek için Sudan ve Pakistan gibi ülkelerde tarımsal yatırımlar yapılmaktadır. Balıkçılık, gıda sektörünün geleneksel kısmını oluşturmaktadır.
Ülkede üretimi yapılan başlıca gıda ürünleri; un, makarna, şeker, süt ve süt ürünleri (peynir), yemeklik yağ, konserve/dondurulmuş gıda (balık, sebze), kırmızı/beyaz et, domates salçası ve meşrubatlardır. Ülkede olumsuz iklim koşulları olmasına rağmen artan, yüksek orandaki ithalat ve büyümekte olan nüfus karşısında yerli üretimi artırma çabası önem kazanmıştır.
Ülkede özellikle salgın sonrası gıda güvenliği ve ‘agro-tech’ denilen tarımsal teknoloji yatırımları ön plana çıkmıştır. Salgınla beraber, BAE hükümeti tarafından gıda arzında sürdürülebilirliğin sağlanması için oluşturulan Gıda Güvenlik Konseyi, ülkede gıda ihtiyacının karşılanmasının yanında özellikle tedarik zincirlerindeki aksamalardan olumsuz etkilenmemesi için gerekli önlemleri almıştır.
BAE’de imalat sanayi hidrokarbona dayalı olmakla birlikte, diğer bazı imalat sanayi alt sektörleri de büyümeye başlamıştır. Sektördeki sanayi kuruluşlarının çoğu gıda (un, şeker, süt ürünleri, meşrubat, balık), inşaat ve yapı malzemeleri (çimento, seramik, mermer, demirçelik), metaller (aluminyum, bakır, çelik), kimyasal maddeler (kükürt, gübre), elektrik malzemeleri, mobilya, plastikler (pvc, mutfak eşyaları) ve hazır giyim üretimi yapan orta ölçekli sanayi kuruluşlarıdır.
Ülkede büyük ölçekli üretim faaliyetini, petrol ve petrokimya, enerji (Dubai Petrolum-Dubai), aluminyum (Emirates Global Aluminium -Dubai), seramik (RAK Ceramics-Ras Al Khaimah), ilaç (Julphar-Ras Al Khaimah) tesisleri oluşturmakta, bunların da sahibi ilgili Emirlik/Emirlik şirketleri olmaktadır. Dubai Aluminyum, dünyanın ilk 10 alüminyum üreticisi arasındadır. Üretimin büyük kısmını ihraç etmektedir. Sharjah’ta KOBİ düzeyinde üretim tesisleri bulunmaktadır.
Mubadala Development Company, Abu Dabi’nin sanayi temelinin genişletilebilmesi açısından önem arz etmektedir. Dubai hizmet sektörünün ve teknolojinin merkezi olmayı hedeflerken, Abu Dabi, rekabet gücü yaratan sektörlerin (ucuz enerji ve iş gücü kaynaklarına erişimin kolay olmasının da etkisiyle) ağır sanayi ve imalat sektörleri olduğuna inanmaktadır.
İnşaat ve emlak sektörü BAE ekonomisi içinde petrol ve ticaretten sonra, üçüncü büyük sektör konumundadır. BAE inşaat sektörünü, Dubai ve Abu Dabi Emirlikleri belirlemekte olup; her iki Emirlik ülkenin büyümesinin de itici gücüdür. BAE’nin hizmet sektörü, özellikle havayolu ve denizyolu ile ulaşım, telekomünikasyon ve turizm alanlarında da hızlı bir şekilde gelişmektedir.
BAE’nin liman altyapısı da oldukça gelişmiş düzeydedir. Dubai’deki Jebel Ali ve Port Rashid Limanları’na, bölge ülkelerinden ve diğer ülkelerden çok büyük hacimli kargolar yanaşmaktadır. Jebel Ali Serbest Bölgesi’nin başarısı da limanların performansına katkıda bulunmaktadır. Diğer deniz limanları; Abu Dabi (Mina Zayed, Khalifa Port) Limanları, Sarjah Konteyner Terminali ve Khor Fakkan Konteyner Terminali ile Fujairah Limanı ve Ras al Khaimah (Mina Saqe) Limanıdır.
Dubai, Abu Dabi ve Sharjah Havalanları başlıca uluslararası yolcu havalimanlarıdır. Ayrıca, Dubai’de Jebel Ali bölgesinde bir uluslararası kargo havaalanı da faaliyettedir.
2009 yılı sonunda Dubai’de metrosunun açılması ile birlikte ilk defa şehir içinde bir demiryolu ağı oluşmuş bulunmaktadır.
Sektörün bünyesinde hampetrol, petrol ürünleri ve doğalgaz yer almaktadır. BAE sahip olduğu petrol ve doğalgaz rezervleri bakımından dünya sıralamasında 6.sırada yer almaktadır. Ham petrolde 105 milyar varil rezerve sahiptir. Halihazırda, OPEC ülkelerinden Suudi Arabistan ve Irak’tan sonra 3. büyük petrol üreticisi olan BAE günlük 3 milyon varil üretime sahiptir. Abu Dabi Ulusal Petrol Şirketi (ADNOC) raporlarına göre, şirket günde 3,165 milyon varil petrol çıkarmaktadır.
Günlük 3 milyon varil petrolün yaklaşık 1.7 milyonu karadaki, 1.3 milyonu denizdeki sahalardan edinilmektedir. Petrolün %95’i Abu Dabi Emirliği’nde üretilmektedir. Dubai Emirliği’nin petrol rezevleri 4 milyar, Sharjah Emirliği’nin 1.5 milyar, Ras-al Khaimah Emirliği’nin ise 100 milyon varil civarındadır. Dünya’daki petrol üreticileri arasında 12. sırada yer alan BAE, küresel ham petrol üretiminin %4’ünü oluşturmakta ve günlük petrol üretiminin yaklaşık 2.2 milyon varilini ihraç etmektedir. ÇHC, Hindistan, Güney Kore ve Japonya, BAE petrolünün en büyük alıcısı olan ülkelerdir.
BAE doğalgazda 273 trilyon kübik fit rezerve sahiptir. S&P verilerine göre BAE’nin günlük doğalgaz işleme kapasitesi 8.6 milyar standart kübik fit olup, anılan miktarın 5.6 milyarı karadan 3 milyarı denizden çıkan gazdan işlenmektedir. Abu Dabi Ulusal Petrol Şirketi (ADNOC) verilerine göre, 217 bin varil sıvılaştırılmış doğalgaz işlenmektedir.
Birçok Körfez ülkesi gibi BAE de yenilenebilir enerji kaynaklarından yararlanma konusuna son yıllarda daha fazla önem vermeye başlamıştır. Özellikle güneş enerjisi de dahil olmak üzere alternatif enerji kaynakları geliştirmek için büyük yatırımlar yapmaktadır.
Örneğin, Abu Dabi’de ilk yüzer güneş enerjisi santrali projesi tamamlanarak elektrik üretimi planlanmaktadır. Yine, BAE, Arap ülkeleri arasında nükleer enerji santralini uygulamaya koyan ilk ülke olmuştur. BAE’nin Arap Yarımadası’nda ilk nükleer enerji santrali olan Barakah’ın, 4 nükleer reaktör ve 5 bin 600 megavat kapasiteyle ülkenin elektrik ihtiyacının yüzde 25’ini karşılaması hedeflenmektedir.
Diğer yandan, Uluslararası Yenilenebilir Enerji Ajansı (IRENA)’nın merkezinin Abu Dabi oluşu, Abu Dabi hükümetine ait temiz enerji geliştiricisi olan ve yenilenebilir ve sürdürülebilir enerji alanında kurulmuş ilke ve tek nitelikteki Masdar Serbest Bölgesinin dünyada sürdürülen birçok güneş enerjisi projesine teknik destek sağlaması BAE’yi bu alanda öne çıkarmaktadır.
Abu Dabi 2030 Enerji Stratejisi: Abu Dabi Enerji Departmanı tarafından 2019 yılındaki 24.Enerji Kongresi kapsamında “The Abu Dabi Demand Side Management and Energy Rationalization Strategy 2030” isimli bir program ilan edilmiştir. Söz konusu program, 2030 yılına kadar elektrik üretimini %22 artırmayı ve su tüketimini %32 azaltmayı öngörmektedir.
Abu Dabi 2030 Ekonomik Vizyonu: Abu Dabi Hükümeti, 2007 yılı Ağustos ayında, Abu Dabi Emirliği’nin 2030 yılında ulaşmak istediği hedefleri belirleyen, 22 yıllık bir sürede uygulanması planlanan Abu Dabi 2030 Vizyonunu açıklamıştır. Bu vizyon çerçevesinde, Abu Dabi Hükümeti, Emirliğin sosyal, politik ve ekonomik yapısını şekillendirecek politikaları uygulayarak, Emirlik ekonomisinin petrol üretimi ve fiyatlarına bağımlılıktan kurtulmasını ve bilgi temelli çeşitlendirilmiş bir ekonomik yapıya sahip olmasını hedeflemektedir.
Abu Dabi Hükümetine bağlı şirketlerin yanısıra özel sektörün de katkılarıyla, “enerji, petrokimya, metaller, havacılık-savunma sanayi, ilaç-medikal teknolojiler, turizm, ulaşım-ticaretlojistik, eğitim, medya, finansal hizmetler ve telekominikasyon” sektörlerine öncelikli olarak yatırımların yönlendirilmesi suretiyle, Abu Dabi Emirliği’nde hali hazırda %47 oranında yer tutan petrol dışı sektörlerin ekonomiye katkısını %64 oranına yükseltmek amaçlanmaktadır. Bu çerçevede, Emirlik ekonomisinde petrol üretiminin ekonomiye katkısının 2030 yılında %36’ya düşürülmesi, Abu Dabi 2030 Vizyonunun hedefleri arasında yer almaktadır.
Anılan vizyonun sürdürülebilir ve güçlü bir altyapı ve ekonomik büyümeye ilişkin bölümünde enerji güvenliğinin güçlendirilmesi konusu da yer almaktadır. Bu minvalde, enerji kaynaklarının çeşitlendirilmesi, nükleer enerji üretimi, etkin ve güvenli ulaştırma/taşıma altyapısının kurulması, enerji sektöründe çalışacak iyi eğitimli BAE vatandaşlarının sayısının artırılması planlanmaktadır.
Abu Dabi Hükümeti, Abu Dabi 2030 Vizyonu çerçevesinde, Emirliğin üç bölgesinin de, Abu Dabi Şehri ve çevresi, Al Ain Şehri ve çevresi ve Batı Bölgesinin, ekonomik gelişmeden paylarını almalarını ve küçük ve orta ölçekli işletmelerin desteklenerek ekonomik büyümenin tabana yayılmasını hedeflemektedir.
Abu Dabi 2030 Vizyonunun önemli amaçlarından birisi de, BAE vatandaşlarının özel sektördeki istihdam imkanlarının artırılmasıdır. Hali hazırda, yalnızca 22.000 BAE vatandaşı özel sektörde istihdam edilirken, bu rakamın 2030 yılına kadar 300.000 ila 350.000 kişiye çıkarılmasıyla, Emirlik vatandaşlarının yalnızca devlet kurumlarında değil, özel sektörde de istihdam edilmesi hedefler arasında yer almaktadır.
BAE 2050 Enerji Stratejisi: BAE 2017 yılında “Energy Strategy 2050” programını açıklamıştır. Söz konusu strateji uyarınca, toplam enerji üretiminin %50’sini temiz kaynaklardan sağlaması, karbon ayak izinin %70 oranında azaltılması ve böylece 2050 yılına kadar 700 milyar AED (yaklaşık 191 milyar dolar) tasarruf edilmesi ve enerji verimliliğinin %40 artırılması hedeflenmektedir. Ayrıca, anılan strateji uyarınca, enerji altyapısına 2050 yılına kadar 600 milyar AED yatırım yapılması planlanmaktadır. Stratejinin öngördüğü 2050 yılı enerji üretim oranları sırasıyla; %44 Temiz/Yenilenebilir Enerji (güneş, rüzgar, çöp), %38 doğalgaz, %12 temiz kömür, %6 nükleer.
BAE’nin resmi dili Arapça olmasına rağmen iş dünyasında ağırlıklı olarak İngilizce konuşulmaktadır. Bu bağlamda, kullanılacak kartvizitin bir yüzünün Arapça diğer yüzünün İngilizce olması yararlıdır. Ayrıca, firma broşür ve diğer promosyon malzemelerinin Arapça ve İngilizce olması etkili tanıtım açısından fayda sağlar.
Kartvizit değişimi sağ veya iki elle yapılırsa, karşı tarafa olan saygıyı gösterir. BAE vatandaşları (Emirati) genelde cep telefonlarını paylaşmak istemezler. Kartvizitte yoksa ısrarcı olmayacak şekilde cep numarası istenebilir.
Batılıların iş görüşmelerine ve sosyal aktivitelere katılımda dakik olmaları beklenir. Dolayısıyla, olası bir gecikme halinde karşı taraf mutlaka telefonla aranıp, bilgilendirilmelidir. Ancak, Emiratiler dakiklik konusunda daha esnek olabilmektedirler.
İş görüşmeleri esnasındaki konuşmalar, gelen diğer misafirler ve telefon görüşmeleri nedeniyle kesintiye uğrayabilir. Bu gibi durumları sabırla karşılamak önemlidir.
BAE’de karar süreci yavaş ilerleyebilmektedir. Emirati işadamlarının, iş öncesinde, muhataplarını kişisel olarak da tanımak istemeleri muhtemeldir. Bu çerçevede, iş görüşmeleri öncesinde yapılabilecek uzun sohbetler normal karşılanmalı ve uzun, ayrıntılı iş görüşmelerine hazırlıklı olunmalıdır. Bir iş görüşmesi talebinden önce bir bankadan veya ortak tanıdıktan referans mektubu alınması, talebin kabul edilmesi olasılığını artırır.
İletişim aracı olarak, e-posta yazışmalarının yanı sıra “whatsapp” da yaygın olarak kullanılmaktadır. Bu kapsamda, firma temsilcilerine, telefonla irtibattan önce, whatsapp kanalıyla müsaitlik durumlarının sorulması yararlı olabilir. Pek çok firma temsilcisi telefonuna cevap vermeyebilir ancak whatsapp mesajlarına dönüş daha sıktır.
BAE para birimi Birleşik Arap Emirlikleri Dirhemi olup, 1 ABD doları, 3.67 Dirhem olarak sabitlenmiştir. Ancak piyasada dolar 3,65 ila 3,66 arasından yerel paraya çevrilebilmektedir. Ülkede kredi kartı ile birlikte çek kullanımı oldukça yaygındır. Özellikle, eğitim ve kira ödemelerinde genellikle çek kullanımı kabul görmektedir.
BAE’de vize işlemleriyle ilgili kural ve uygulamalar “Federal Authority for Identity and Citizenship” tarafından yürütülmektedir. Genel itibariyle, ülkede, Turist/Ziyaret, Transit ve İş vizesi kullanılmaktadır. Turist/Ziyaret vizesi için ikamet belgesi sahibi kişilerin ya da ülkede yerleşik/faaliyet gösteren firma ve otellerin veya tur şirketlerinin sponsorluğu gerekmektedir. Vizenin süresi 30 veya 60 gündür. Talep edilmesi halinde toplam 90 güne kadar
uzatılabilmektedir. https://u.ae/en/information-and-services/visa-and-emirates-id/visit-visas/tourist-visa
Transit vizesi ise özel bir vize türüdür. Dubai Havaalanı üzerinden başka bir ülkeye transit uçuş yapan yolcular Dubai’de gezmek/konaklamak istemeleri halinde havaalanında düzenlenebilmektedir. 48 veya en fazla 96 saatlik düzenlenebilmektedir.
https://u.ae/en/information-and-services/visa-and-emirates-id/visit-visas/transit-visa
İş Vizesi: Yabancıların uzun dönemli vize almasına olanak sağlamaktadır. BAE’de iş kurmak isteyen ve ülkede yerleşik iş geliştirme merkezleri tarafından aday gösterilen iş adamları için vizeye başvuru yapabilmektedir. 6 ay süreli verilmektedir. https://u.ae/en/information-andservices/visa-and-emirates-id/visit-visas/visit-visa-to-explore-investment-opportunities
Ülkenin resmi tatilleri; BAE milli günü, şehitleri anma günü, yeni yıl, dini bayramlar (miraç kandili, hicri yılbaşı, ramazan ve kurban bayramları dahil) olarak belirlenmiştir.
https://u.ae/en/information-and-services/public-holidays-and-religious-affairs/public-holidays
BAE’de kamu kurumlarında günlük 8 saatlik çalışma süresi belirlenmiştir. Hafta içi mesai saatleri: Pazartesi-Cuma olup, Ramazan ayı boyunca çalışma saatlerinde değişiklikler yapılabilmektedir. Hafta sonu tatil günleri ise Cumartesi ve Pazar olarak belirlenmiştir. https://u.ae/en/information-and-services/jobs/working-hours
Yerel Saat
BAE’de, uluslararası saat dilimi GMT +4 uygulanmaktadır.
Yabancılar için Emirliklerde ticari faaliyet türleri; “şirket (LLC) kurmak”, “şube/branch” veya “temsilcilik ofisi/representative office” açmaktır.
Limited Liability Company (LLC): BAE’de uzun dönemli faaliyet göstermek isteyen yabancılar tarafından tercih edilen şirketleşme türü Limited Liability Company (LLC) olarak tanımlanan limited şirketlerdir. LLC, (ortaklardan birisi yabancı ise) en az 2, en çok 50 ortakla kurulabilmekte olup, yabancılar şirket hisselerinin en fazla %49’una sahip olabilmektedir. %51 çoğunluk hissesi ise yerel ortağa ait olmak zorundaydı. Bu itibarla, BAE’de LLC formunda şirket kurmak isteyen yabancılar, öncelikle piyasada “sponsor” tabir edilen yerli bir ortak bulmak zorundaydı. Yerli ortak kurulan şirkette %51 paya sahip gözükse de, BAE iş dünyasında alışılageldik üzere, ortaklar arasında şirket kuruluş sözleşmesi dışında hazırlanan bir kâr payı dağıtım sözleşmesiyle, perde arkasındaki gerçek şirket sahipliğine ilişkin detaylar ortaya konulmaktaydı.
BAE iş hayatında “sponsorluk” olarak da adlandırılan bu durum zaman zaman uyuşmazlıklara ve ilave maliyetlerin ortaya çıkmasına sebep olabilmekteydi. Birçok örnekte görüldüğü üzere, sadece bu yasal zorunluluğu yerine getirmek için bulunacak yerel bir ortağa veya ortaklığa sermaye ve/veya işgücü bakımından hiç bir katkı sağlamasa bile, yıllık belli bir meblağ ödenmesi gerekmekte dolayısıyla bu durum BAE’ye ihracat maliyetini artırmaktaydı.
Öte yandan, söz konusu Şirketler Kanununda (Law No.2 of 2015 Commercial Companies Law (CCL) değişiklik yapılarak, ticari şirketlerin kurulmasında %51 oranında aranan Emirlik hissedarına veya temsilcisine sahip olma zorunluluğu bazı istisnalarla birlikte, ortadan kaldırılarak yabancı yatırımcılara %100 yabancı mülkiyet hakkı imkanı sağlanmıştır. Kanunda yabancı yatırımlara yönelik düzenlemelerin, 1 Haziran 2021’den itibaren geçerli olacağı açıklanmıştır.
Ayrıca, söz konusu değişiklik Kararnamesi ile yabancı yatırımcılara belirli sektörlerde ve tutarlarda yatırım yapması halinde şirket kurulumunda %100 mülkiyet hakkı veren 2018 tarihli
Doğrudan Yabancı Yatırıma İlişkin BAE Federal Yasası (DYY Yasası) da yürürlükten kaldırılmıştır.
Şube/Temsilcilik Ofisi: Yabancı şirketler, BAE Ekonomi Bakanlığından uygunluk alarak ve isimlerini Bakanlıktaki Yabancı Şirket Tescil kısmına kaydettirerek kendi faaliyet konusuyla sınırlı olmak üzere şube veya temsilcilik açabilmektedir. Bu çerçevede şube, lisans aldığı konuda BAE’de serbestçe faaliyette bulunabilirken, temsilcilik ofisi sadece kendi ülkesindeki ana şirketin ürün ve hizmetlerine ilişkin promosyon/reklam gibi hizmetler ifa edebilmektedir.
Bu kapsamda, kendi nam ve hesabına ihracat, ithalat ve iç piyasada satış gibi ticari faaliyetleri yürütmesi mümkün olmamakta, ancak buna yönelik ticari operasyonlar, görüşmeler, anlaşmaların kurulması gibi faaliyetlerde bulunabilmektedirler.
Şube veya temsilcilik açılması için yıllık belirli bir ücret ödemek suretiyle, “yerel bir acente” (local service agent) istihdam etmek zorunluluğu bulunmaktadır. Bu kapsamda, bir BAE vatandaşı yada %100 hissesi BAE vatandaşına sahip bir şirket, yerel acente (service agent) olarak atanmaktadır. Bu çerçevede, yerel acentenin (local agent) ticari acenteyle (commercial agent) karıştırılmaması gerekmektedir.
Şube veya temsilcilik açılması için yıllık belirli bir ücret ödemek suretiyle, “yerel bir acente” (local service agent) istihdam etmek zorunluluğu bulunmakta idi. Bu kapsamda, bir BAE vatandaşı ya da %100 hissesi BAE vatandaşına sahip bir şirket, yerel acente (service agent[1]) olarak atanmakta idi. Ancak yukarıda bahse konu Kanun değişikliği ile bu durum ortadan kaldırılmıştır.
Ticari Acentelik: BAE’ye ihracat ancak bu ülkede yerleşik bir acente veya distribütör kanalıyla yapılabilmektedir. Ticari acentenin/distribütörün bir BAE vatandaşı ya da %100 BAE sermayeli bir firma olması gerekmektedir. Başka bir ifadeyle, yabancı ortaklı bir BAE firmasının ticari acentelik yapması mümkün değildir.
Ticari acentelik sözleşmesinin süreli olması ve Ekonomi Bakanlığınca tescil edilmesi gerekmektedir. Acentelik sözleşmesinde; ürünün adı, verilecek hizmet, sözleşmenin başlangıç tarihi, geçerlilik süresi ve sözleşmeyi süresinden önce sona erdirecek özel şartlar ile acentenin ülkedeki yetki bölgesinin (tüm BAE olacağı gibi sadece bir Emirlik de olabilmektedir.) belirtilmesi gerekmektedir.
BAE’de iki farklı yerde şirket kurulması imkanı bulunmaktadır. Emirlikler (şehirler) içinde ya da serbest bölgelerde.
Şirket (LLC) Kurulması: Abu Dabi veya Dubai’de ticari şirket faaliyeti için Ekonomi Bakanlığı (Department of Economic Development) tarafından ticaret lisansı düzenlenmesi ve bilahare ilgili Ticaret ve Sanayi Odası tarafından da firmanın üyelik kaydının yapılması gerekmektedir.
Şirketin iştigal alanına göre ilgili diğer kamu kurumlarınca tanzim edilen belgelere de ihtiyaç duyulabilmektedir. (Şirketin iştigal alanına göre bazı durumlarda özel izin alınması gereken kurumlar olabilmektedir. Örneğin; İmalat/Sanayi Projeleri için Maliye ve Sanayi Bakanlığı, Müteahhitlik/Mühendislik Danışmanlığı içinse Dubai Belediyesidir)
Şube veya Temsilcilik Ofisi Açılması: Yabancı şirketler, BAE Ekonomi Bakanlığı’ndan uygunluk alarak ve isimlerini Bakanlıktaki Yabancı Şirket Tescil Dairesine kaydettirerek şube (foreign company branch) veya temsilcilik ofisi (representative office) açabilmektedir.
Bilahare, Abu Dabi veya Dubai’de Department of Economic Development lisans düzenlemekte ve Ticaret ve Sanayi Odasına üyelik kaydı yapılmakta, kuruluş sermayesi gerekmemektedir.
Ticaret Acentelik: (commercial agency) Yabancı bir şirket, BAE vatandaşını ya da %100 BAE sermayeli bir firmayı ülke genelinde ya da belirli Emirliklerde ticari acente tayin edebilmektedir. Acentelik; ilgili ürünün pazarda dağıtımını, satışını ve ilgili hizmetin verilmesini kapsamaktadır. Acenteler, öncelikle Ekonomi Bakanlığında (Commercial Agencies Committee) tescil olunmaktadır.
BAE’ye ihraç edilen bir malın pazardaki başarısı, pazarın koşullarını ve tüketicinin alışkanlıklarını iyi bilen acente veya distribütörün pazarlama ağının yaygınlığı ve etkinliği ile doğru orantılıdır. Bu yüzden acente seçimi oldukça önemlidir. Dolayısıyla, acentelik anlaşması öncesinde ilgili firmanın BAE pazarındaki performansının gözlenmesi genelde tercih edilen bir yoldur.
Serbest Bölgelerde Şirket Kurulması: Ülkede uygulanan en başarılı ekonomik kalkınma ve yabancı sermaye çekme politikalarından birisi serbest bölgelerin geliştirilmesi olmuştur. 50 yıl vergi muafiyeti ve yerel ortağa ihtiyaç duymadan %100 yabancı sermayeli şirket kurma avantajı söz konusudur. Yerel sponsor görevi, serbest bölge idaresi tarafından yerine getirilmektedir.
Şirket kuruluş tescil işlemleri serbest bölge idaresinde yapılmaktadır. Serbest Bölge İdaresi, iş ile ilgili olarak yerel idare ile olan ilişkilerin koordinasyonunu sağlamaktadır. Bu işlemler; vize işlemleri, yasal ve konsolosluk işlemleri, göçmenlik işlemleri, sağlık kartlarının çıkarılması, ehliyet ve araba kaydı ve iletişim gibi konuları içerebilir. Her serbest bölgenin kuruluş izinleri, masrafları ve kira bedelleri farklıdır.
Serbest bölgede kurulu bir firma, dış piyasadan satın aldığı bir ürünü Emirlik içine satmak istemesi durumunda da, yine Emirlik içinde yerleşik bir acente tayin etmek zorundadır. Serbest bölgeler üçüncü ülke olarak değerlendirilmektedir.
Ülke genelinde 40 dan fazla serbest bölge bulunmaktadır. Bunların içinde en gelişmiş olanı ise 1985 yılında Dubai’de kurulan Jebel Ali Serbest Bölgesi’dir. Serbest bölgedeki sanayi yatırımlarının büyük kısmı, hafif sanayi ve son aşama montaja yöneliktir. Ayrıca birçok yabancı şirket bu serbest bölgeyi (çevre ülkelere yönelik re-eksport/transit sevkiyat için) ana dağıtım merkezi olarak kullanmaktadır. Öte yandan, Abu Dabi, Sharjah, Ras al Khaimah, Fujairah, Ajman ve Umm al-Quwain Emirliklerinde de aktif serbest ticaret bölgeleri bulunmaktadır.
BAE’de sigortacılık sektörü düzenleme ve denetleme yetkisi Federal Sigorta Otoritesine verilmiştir. Ülkede geçerli sigorta türleri; hayat, sağlık, konut sigortası ve mali sorumluluk sigortasıdır. https://u.ae/en/information–and–services/finance–and–investment/insurance
BAE Bankacılık sektörü, Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) içinde aktif toplamı (868 milyar dolar) en büyük olanıdır. Merkez Bankası 2021 yılı raporuna göre, ülkede 22 yerli ve 37 yabancı üzere toplam 59 banka faaliyet göstermektedir.
Ticaret bankalarının yanısıra piyasada İslami bankalar da (Abu Dabi/Dubai/Sharjah/Emirates İslamic Bank vd) hizmet vermektedir. “Sukuk” adı verilen İslami tahviller, BAE piyasasında alınıp satılmakta, geleneksel bankalar da İslami bankacılık taleplerine cevap verebilmek amacıyla bünyelerinde İslami bankacılık departmanları oluşturmaktadır. Ülkede uluslararası döviz (sermaye ve kar transferi dahil) serbest olup, uluslararası ödemelerde akreditif açılması mümkündür.
BAE Merkez Bankası 2021 yılı Raporu: https://www.centralbank.ae/media/gizhn4zk/cbuae–annualreport–2021.pdf
BAE’de ikamet ve çalışma izni konusunda kefalet sistemi uygulanmaktadır. Yabancılar ancak bir vatandaşın veya bir kurumun kefaletine dayanarak ikamet etmekte veya çalışabilmektedirler. Kefil bir BAE vatandaşı veya şirket olabileceği gibi belirli şartları karşılayan yabancı işçiler kendi aile fertlerine ikamet izni çıkarmak için kefil olabilmektedirler.
Kefil olabilecek kişiler/kurumlar aşağıda belirtilmiştir:
BAE’de yabancılar açısından herhangi bir iş güvencesi mekanizması uygulanmamakta ve ayrıca asgari ücret uygulaması da bulunmamaktadır. Bir yabancının ülkede bulunması ancak bir iş sözleşmesine, yatırımcı olmasına veya çalışan bir aile ferdinin kefaletinde ikamet etmesine bağlıdır. Bu şartları yerine getirmeyen yabancılar ülkeyi belirli bir süre içerisinde terk etmek zorundadır.
Çalışma ve ikamet izinlerinden sorumlu kurumlar:
Süresiz ikamet hakkı bulunmamakla birlikte, süresiz ikamet ile vatandaşlık da verilmemektedir. 65 yaş ve üzeri yabancılar çok özel yeteneklere sahip değillerse, çalışma ikamet alamamakta ve sonuç olarak ülkeyi terk etmektedirler.
Ülkede çalışanların maaşlarının belirli döviz büroları ve bankalar üzerinden ödenmesi gerekmektedir. Bu uygulama, çalışanların maaş ödemelerini kayıt altına almaktadır.
BAE’de sendikal örgütlenme bulunmamaktadır.
İşsizlik rakamlarının açıklanması ilişkin olarak standart bir veri yayınlama takvimi bulunmamaktadır. Ancak yıllık veriler Dünya Bankası gibi ikincil kaynaklardan temin edilmektedir. Dünya Bankası’na göre, BAE’de 2021 yılı işsizlik oranı %3,1’dir.
İşsizlik rakamları, işsizliğin vatandaşlar veya yabancılar arasında yaygın olup olmadığını açıklamamaktadır. Bu husustaki veriler ülke geneline göre belirlenmektedir. Ancak, yabancıların sadece çalışma amacıyla veya aile birleşimi için BAE’de bulundukları düşünüldüğünde işsizliğin yabancılar arasında yaygın olmadığı değerlendirilebilir. Diğer bir gösterge ise, Emirliklileştirme çalışmalarıdır.
Emirliklileştirme, BAE vatandaşlarının özel sektörde istihdamının artırılması programıdır. Bakanlık yetkilileri özellikle Abu Dabi ve Dubai dışındaki emirliklerde vatandaşlar arasında sorun haline gelen işsizliğin azaltılması için yoğun çaba sarf etmekte ve çeşitli istihdam programları uygulamaktadır.
Kaynak: T.C. Abu Dhabi Büyükelçiliği Ticaret Müşavirliği
[1] Acenteler; şirketin idarisine karışamamakta ve mali konularda herhangi bir sorumluluğu bulunmamaktadır. Görevi kamu ihalelerini takip etmek ve ilgili belgeleri teslim etmek, vize alımı veya işçi kartları çıkartılmasını temin etmek ya da reklam, kampanya ve reklam ve pazarlama faaliyetleri gibi konularda yardımcı olmaktır.